|
WordReference tam bu tümceyi çeviremiyor ancak her bir kelimeye tıklayarak anlamını görebilirsiniz.
Aradığınız tam cümleyi bulamadık. "yield" için olan girdi aşağıda gösterilmektedir. Ayrıca bakınız: loss
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025: Temel Çeviriler |
yield⇒ vi | US, Ire (let other traffic pass) | yol vermek geçişsiz f. |
| You must yield at this intersection to let other traffic pass. |
| Bu kavşakta, diğer araçların geçmesi için yol vermelisin. |
yield vi | (give way, submit) | teslim olmak, karşı koyamamak, boyun eğmek geçişsiz f. |
| He yielded to the pressure of the others and changed the channel. |
| Diğerlerinin baskısına karşı koyamayarak kanalı değiştirdi. |
yield n | (amount produced) | mahsul i. |
| The yield this year was outstanding for corn farmers. |
| Bu yılki mahsul, mısır eken çiftçilerin yüzünü güldürdü. |
yield n | (finance: amount of gain) | kazanç, kar i. |
| | getiri i. |
| | hasılat i. |
| The yield on these bonds is 3%. |
Ek Çeviriler |
yield vi | (bend under pressure) (tahta, metal, vb.) | eğilmek geçişsiz f. |
| You could see the steel beam yielding under the great weight of the building. |
yield vi | (agriculture: produce) (tarım) | ürün vermek, mahsul vermek f. |
| This farm yielded very well this year. |
yield, yield to [sb] vi | (allow to speak) | sözü vermek, sözü bırakmak f. |
| I yield to the esteemed senator from Colorado. |
yield [sth]⇒ vtr | (surrender) (silah, vb.) | bırakmak geçişli f. |
| | teslim olmak f. |
| The army yielded its weapons to the enemy. |
yield [sth] vtr | (admit another's superiority) (bir şeyin doğruluğunu, vb.) | kabul etmek geçişli f. |
| I have to yield my argument. You are right. |
yield [sth] vtr | (agriculture: produce) | ürün vermek, mahsul vermek f. |
| The farm yielded a good crop of potatoes. |
yield [sth] vtr | (finance: produce) | kazanç getirmek, kar getirmek geçişli f. |
| | kazanç sağlamak, kar sağlamak geçişli f. |
| The investment yielded a strong return. |
|
|